Tüm yurtta olduğu gibi Edirne’de de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü bayram havasında kutlandı. Yoğun bir katılımın gözlendiği etkinlikte emek, birlik ve beraberlik kavramları yeniden haykırıldı.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Şükrüpaşa İlkokulu önünde bir araya gelen Emek ve Meslek Örgütleri üyeleri, oluşturdukları kortejle Atatürk Bulvarı’ndan Saraçlar Caddesi’ne kadar yürüyüş gerçekleştirdi.

Etkinliğe Edirne Belediye Başkanı Av. Filiz Gencan Akın, CHP Edirne Milletvekili Baran Yazgan, Lalapaşa Belediye Başkanı Zafer Sezgin Geldi, CHP Edirne İl Başkanı Harika Taybıllı, CHP Merkez İlçe Başkanı Yücel Balkanlı, Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Celal Karlıkaya, siyasi parti temsilcileri ve Edirne Emek ve Meslek Örgütleri Platformu bileşenleri ile çok sayıda sendika üyesi alanda yer aldı.

Saraçlar Caddesi’nde düzenlenen 1 Mayıs etkinliği ilk olarak iş kazalarında hayatını kaybeden işçiler için saygı duruşunda bulunularak başladı.

“SİLİVRİ ZİNDANINDAKİ HUKUKSUZ ŞEKİLDE TUTKLU BULUNANLARA SELAM”

Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, “Demokratik kitle örgütlerinin bir sesle haykırması, ben buradan bütün sendikalarımıza, emekçilerimize çok teşekkür ediyorum. Meydanlarda her zaman birlikte, dayanışma halinde tüm hukuksuzluklara karşı beraber ses yükselttik. Bundan sonra da beraber ses yükseltmeye devam edeceğiz. Silivri zindanındaki tüm hukuksuz şekilde tutuklu bulunanlara da buradan selam olsun. Mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Ekrem Başkan’a selam olsun. Mevkidaşlarımıza selam. Basın emekçileri, haksız, hukuksuz içeride yatan basın emekçilerine selam olsun. Onlar içeride, biz dışarıda mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Bayramımız, dayanışmamız, gücümüz baki olsun. Hep birlikte daha nice, daha nice bayramlarda beraber olalım. Ama daha iyi şartlarda beraber olalım. Mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz” şeklinde ifade etti.

“EMEĞİN SESİNİN KESİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü konuşmasını DİSK adına Çisem Aksoy “Emek olmazsa demokrasi, demokrasi olmazsa özgürlük olmaz; onurlu, insanca bir yaşam sürdürülemez. Emekçilerin örgütlü mücadelesi olmadan demokrasi mümkün değildir. Dünyada işçilerin en büyük sorunlarından biri iş cinayetleri ve güvencesiz çalışma koşullarıdır. Türkiye’de 2020 yılında bin 897 işçi iş kazaları nedeniyle hayatını kaybetmiş, ILO verilerine göre ülkemiz işçi cinayetlerinde hala dünyada 3. sıradadır. Bu ölümler fıtrat değil, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin yetersizliğinin bir sonucudur. Otel yangınlarında, maden facialarında kaybedilen canları unutmadık ve adaletin tecelli etmesini bekliyoruz. 2024 yılında 71 çocuk çalışırken hayatını kaybetti; bu, son 12 yılın en yüksek çocuk işçi ölümü oranıdır. 2 milyon çocuk ise okulda olması gerekirken güvencesiz koşullarda çalışmaya zorlanıyor. Emekçiler yoksulluk ve borç batağında, işsizlik sermayenin emekçiye karşı silahı haline gelmiş durumda. Asgari ücret açlık sınırının altında, kamu emekçilerine verilen yüzde 6 zam yoksulluk getirdi, ücret artışları enflasyon karşısında eridi. 25 Nisan 2024’te açlık sınırı 26 bin 178 TL, yoksulluk sınırı 79 bin 413 TL’ye çıktı; gıda fiyatları son 12 ayda yüzde 65 arttı. Emekliler açlık sınırının altında yaşamak zorunda bırakılıyor. İnsanca yaşamak istiyoruz. Bugün ekonomik, siyasal ve toplumsal koşullar, emeğe, demokrasiye, hukuka ve adalete daha güçlü sahip çıkmayı gerektiriyor. Artan yoksulluk, gelir adaletsizliği ve sendikal hakların engellenmesi kabul edilemez. İşçilere parmak sallayan, arkadaşlarımıza baskı uygulayan zihniyeti kabul etmiyoruz. Emeğin sesinin kesilmesine izin vermiyoruz, vermeyeceğiz” dedi.

“BUGÜN YALNIZCA EMEKÇİLERİN DEĞİL TÜM YURT TAŞLARIN DAHA ADİL VE EŞİTLİKÇİ YAŞAM SÜRMESİ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”

TÜRK-İŞ adına İlknur Ergüder, “Siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar, sendikacılar, avukatlar, sanatçılar, muhalif tüm kesimler bunun için hedef alınıyor. Yargı, iktidar güçlerinin, sarayın sopası, silahı haline getiriliyor. İlişkiler, gericilik ve dini referanslar temelinde yeniden düzenlenmeye çalışılıyor. Başta eğitim olmak üzere sosyal adaleti bozucu, laiklik karşıtı uygulamalara her gün bir yenisi eklenirken kadın ve kadına yönelik hegemonik zihniyetler dikkatlerden kaçmıyor. Bugün yalnızca emekçilerin değil, bütün yurttaşlarımızın daha adil, daha özgür, daha eşitlikçi bir yaşam için hep birlikte mücadele ediyoruz. Ülkemizin dört bir yanından sadece biz işçiler, emekçiler değil; öğrencilerden gazetecilere, kadınlardan sendikacılara kadar herkes bu bozuk düzene karşı savaş veriyor. Ülkemizin tüm alanlarında eşitlik, özgürlük sloganları yükseliyor. Gençlik kendi geleceğini inşa etmek istiyor. Kadınlar, eril tahakküm prangalarını yerle bir ediyor. Anayasal haklarını, temel hak ve özgürlüklerini kullanmak istiyor. Biz emekçiler, geleceğimize sahip çıkmak, siyasetin ve ekonominin aktif öznesi olmak için buradayız” diye konuştu.

Konuşmaların ardından Buray Mazlum konseri ile alandakiler şarkılara eşlik etmesi sonrası program sona erdi.

Haber: Erkan Ekşi