0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Mülkiyet hakkı, Anayasa’nın 35. Maddesi ile güvence altında,

Kamu gücü de dahil, kimse canının istediği gibi vatandaşın malı üzerinde tasarrufta bulunamaz,

Ben yaptım, oldu mantığı ancak hukuk devletinin olmadığı ülkelerde olur.

Bürokrasinin kamu gücünü kullanarak mülkiyet hakkı üzerindeki, hukuksuz işlemleri sık sık Anayasa Mahkemesi duvarına tosluyor.

Bu nedenledir ki,

Eğer kamu yararına bir iş yapakcaksan, mal sahibini mağdur etmeyeceksin,

Dozerleri keyfine göre tarlalara sokarak, talan edemezsin,

★★★

Edirne Valiliği Çevre Vakfı, sağlıklı olarak fizibilite raporu, maliyeti, kapasitesi, ihale şartları, yasal altyapısını bilmediğimiz proje yürütüyor.

Adına, ‘Üç Nehir Bir Şehir’ denilen yatırım,

Uzaktan bakınca, kulağa hoş geliyor.

Davulun sesi gibi,

Kamuoyu tarafından çok tartışıldı.

STK’lar ‘itiraz’ etti.

Kafaya koyanlar tam gaz devam ediyor.

Hak, hukuk hak getire,

★★★

Su akar, yolunu bulur anlayışı devrede,

Meriç Nehri’nin yatak genişliği yer yer farklılık gösterse de 235 metre,

Proje kapsamında, yatağın Polis Evi karşısında bölümünün yaklaşık 230 metrelik bölümünü kum ve taş yığınlarıyla çevirdiler.

Ardından, tonlarca demir attılar.

Suyunun akması için neredeyse 5 metre geçiş noktası kaldı.

Üzerine türküler yakılan, şiirler yazılan Meriç Nehri’ni adeta hapsettiler.

Su akacak, yolunu bulacak ya,

Proje planlanırken düşünülmediğinden,

Akılları sonradan başlarına geldi.

Kış ayları gelince yatağa inşa edilen tesisin su altında kalma riski doğdu.

Düşündüler, taşındılar yatağı genişletmek için çare aradılar.

Çevre Vakfı yetkilileri, yatak kenarındaki tarla sahibine, ‘valinin selamı var’ diye telefon ettiler.

Sonra, ağızlarındaki baklayı çıkardılar.

-Tarlanı kiralamak istiyoruz.

Aile, ata mirası tarlasını kiraya vermek istemedi.

Vakıf yetkilileri bu kez, ‘satın alalım’ diye tutturdu.

Mülk sahipleri ‘hayır’ cevabını verdi.

★★★

Bir gün bir baktı ki, dozerlerle tarlası talan ediliyor.

Şaka gibi,

Devlet gücü kullanılarak hoyratça tarım arazisi bozuluyor.

Yapma, etme derken güvenlik güçlerine haber verildi.

Hukukçular devreye girdi.

Zor bela, dozerler dışarı çıkarıldı.

Aile rahat bir nefes aldı.

Çevre Vakfı sorumluları devlet adına söz verdi: ‘bozulan yeri eski haline getireceğiz’

Orta da, devletin sözü var, niye kuşku duysunlar ki,

★★★

Doğa affeder mi?

Hatırlayın,

Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde nehir yatağına yapılan 4-5 katlı apartmanların, İstanbul İkitelli de, dere yatağına yapılan koca fabrikaların suyun önünde kâğıt gibi sürüklendiğini,

Devletin sözü hava da kaldı.

Tarlanın bozulan yatak sınırına önlemler alınmadı.

Malum kış ayları başladı.

Bulgaristan’daki yağışlar nedeniyle Meriç Nehri’nin debisi yükseldi.

Dedik ya, su akar yolunu bulur.

Hesapsız, kitapsız proje nedeniyle debi yükselince vatandaşın tarlasından yol buldu.

Meriç suları yatağını genişletmeye başladı.

Toprağı aldı götürdü.

Sahiplerini yine bir telaş aldı.

Vakıf yetkilileri telefonlarına çıkmaz oldu.

Çaresiz kıvranmaya başladılar.

Verilen sözler unutuldu.

Suyu hapsedemezsin,

Derler ya, doğa bir gün intikamını mutlaka alır.

Yaşananları özetlemek için Kartacalı Komutan Hannibal sözlerini bu güne uyarlayalım.

‘Meriç ya bir yol buluyor, ya bir yol açıyor’