0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yüz yüze eğitimin başlaması ile ailelere ve yetkililere seslenen Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, pandemiden tek çıkış yolunun aşı olduğunu belirterek, 12 yaş üstü çocukların, öğretmenlerin ve servis şoförlerinin mutlaka aşı olması gerektiğini söyledi.

Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, 2021-2022 eğitim öğretim yılının tam zamanlı ve yüz yüze başlaması nedeniyle Tabip Odası Lokalinde açıklamalarda bulundu.

Yeni eğitim öğretim yılında tedbirlerin sıkı tutulması, önlemlerin alınması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Altun, ailelere de pandemiden tek çıkış yolunun aşı olduğu konusunda çocuklarının aşılanmasını isteyerek çağrıda bulundu.

“12 YAŞ ÜSTÜ AŞILANMALI”

Pandemi ile mücadele etmenin tek yolunun aşı olduğunu söyleyerek ailelere de çocuklarının aşılanması için çağrıda bulunan Prof. Dr. Altun, “Sağlık Bakanlığı’nın önerisiyle Milli Eğitim Bakanlığı okullarda alınması gereken bir takım önlemleri açıkladı. Aşısız olan bireylerle ilgili haftada iki sefer Covid testi yaptırmaları zorunluluğu getirildi. Ancak test çözüm değildir. Aşılanma oranları hızla yükselmelidir. Ailelerden şunu bekliyorum, onlara sesleniyorum; 12 yaşın üzerindeki çocuklarına herkes aşı yaptırsın. Bu hastalıkla mücadele etmenin tek yolu  bu. Aşılanma bizi hastalıktan korur, ikincisi aşılanmaya rağmen hasta olabiliriz ancak hastalığın daha hafif tabloda geçirebiliriz. Şu anda Dünya Sağlık Örgütünün acil kullanım onayı verdiğini aşıların hepsi ağır hastalık tablosu ve ölümleri önleyici niteliktedir. Bu aynı zamanda sağlık kurumlarının tıkanmasının önüne geçecektir. Bu çok önemlidir. Mutlaka ve mutlaka aşılarını tamamlamamış olan bireylerin ya da hiç aşı olmamış bireylerin en kısa sürede aşı olması gerekli” dedi.

“MEB REHBER YAYINLIYOR AMA SÖYLENENLERİ YERİNE GETİRDİ Mİ?”

Eğitimde tedbirlerin sıkı tutulup önlemlerin alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Altun, “Öncelikli olarak servis şoförlerinin mutlaka aşılı olması gerekli. Servislerde öğrencilerin oturdukları yerler standart olması gerekiyor. Servislerdeki sayının azaltılması gerekiyor. Okul açısından bakıldığında da okuldaki çalışan öğretmenlerin aşılı olması. Sınıflardaki öğrencilerin azaltılmış olması gerekiyor. Bu daha fazla bir derslik sayısına, daha fazla öğretmen ihtiyacına neden olur. Milli Eğitim Bakanlığı bir takım rehber yayınlıyor ama bu söylenenleri yerine getirdi mi? Onu onlardan net öğrenmek gerekir.  Veli Der geçtiğimiz Cuma günü bir basın açıklaması yaptı. O basın açıklamasında şunu söylediler. Edirne’de okullar nasıl kapandıysa Pazartesi günü de öyle açılacak. Yani bakıldığında yeterli önlemlerin alınmadığını gösteriyor. Yine mutlaka havalar şu anda iyi. Camların dersler sırasında havalandırılması, teneffüs aralarında zaten komple sınıfın havalandırılması gerekiyor. Öğrencilerin teneffüse çıkışları saatleri farklılık göstererekten, bir arada olabildiğince en az insan sayısıyla toplanılması gerekiyor. Keza öğlen yemekleri içinde aynı şey geçerli. Yemek yendiği sırada maskelerin çıkartılacağı için en az 1.5 metre mesafede oturulması gerekiyor. Farklı saatlerde yemeğe çıkılması gerekiyor. Ya da kumanya tarzı yemekler dağıtılarak sınıflarda yada başka yerlerde yemek yemesi sağlanabilir. Öğretmenler içinde aynı şey geçerli. Önlemlerin ne kadar alındığı, ya da alınmadığı konusunda Edirne Milli Eğitim Müdürlüğünden bilgi alabilirsiniz” dedi.

“EVDE KALAN ÇOCUKLARDA RUHSAL, FİZİKSEL, BİLİNÇSEL SORUNLAR OLMAYA BAŞLADI”

Uzaktan eğitimde çocuklara yeterli eğitim sağlanamaması ile birlikte çocuklar üzerinde birçok sorun oluştuğunu işaret eden Prof. Dr. Altun, “Okulların bu zamanda tam zamanlı açık kalması gerekiyor. Çocuklarımız bu dönemde eğitim konusunda çok şey kaybettiler. Kaldı ki evde kalmaktan dolayı bu çocuklarda bir takım fiziksel, ruhsal, bilinçsel yakınmalar ortaya çıktı. Çocukların kilo artışları, obezite sorunları olmaya başladı. Ruhsal sorunlar olmaya başladı. Ekran karşısından yürütülen eğitimler, yeterli bir eğitim seviyesi sağlanamadı. Bu nedenle tam zamanlı eğitime devam edilmesi gerekli. Yine Türk Tabipleri Birliği’nin bu süreçteki önerilerinden birisi de okullarda herhangi bir hastalık belirtisi göstermeyen öğrencilerden periyodik örnek alınmasıdır. Yani hastalık belirtisi göstermeyen ancak hastalık bireylerin saptandığı çalışmanın yapılması gerekiyor. Kaldı ki bu süreçte hastalanan öğrencilerin sayılarının dikkat edilerek hangi okullarda sayı artışı var ve gerekiyorsa hangi okullarda sayı artışı varsa bu okullarda önlem alınması gerekiyor” dedi.

“AŞI YAPTIRMAK BİZİ REHAVETE SÜRÜKLEMESİN”

Toplumda aşı olanlarında hastalandığı ve bunun aşı karşıtlığına dönüşerek algı oluşması üzerine hiçbir aşışının yüzde yüz koruyucu olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Altun, “Aslında eğitim için dikkat edilecek. Sınıfların havalandırılması, ancak 1 ay sonra hava sıcaklıkları düşecek. Sınıfların havalandırılması sorun olmaya başlayacak. Hiçbir koşulda öğretmen ve öğrencilerin sınıfta maskesiz bulunmaması gerekiyor. Bu kendilerinin hasta olmaması hem de klinik belirtileri göstermeden bu hastalığı geçiren insanların hastalığı bulaştırmaması için çok önemlidir. Toplumda yanlış bir algı var. Aşı olanlarda hasta oluyor, aşı karşıtlığı ve tereddüdü yaratıyor.  Şöyle ki hiçbir aşı yüzde 100 koruyucu değildir. Bunu hep söylüyoruz. Gazi Üniversitesi Enfeksiyon hastalıkları Öğretim Üyesi Esin Şenol’un çok güzel bir tanımlaması var. Aşı hastalıktan korur, mutlaka ve mutlaka çocuklarımıza aşı yaptıralım. Aşı yaptırmayan yarda aşıların tamamlamayan insanlar mutlaka aşı yaptırsın. Aşı yaptırmış olmak bizleri rehavete sevk etmesin. Çünkü aşılı olsak da hasta olma potansiyelimiz var, mutlaka ve mutlaka bireysel önlemlerimizi ayrın şekilde devam ettirmemiz gerekli. Şu anda dünyada ve ülkemizde hastalığın kontrol altına alındığını söylememiz mümkün değil” dedi.