0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Varis ilaçlarından, ağrı kesiciye, ateş düşürücü şuruplardan antibiyotiklere kadar piyasada zor bulunduğu hatta olmadığı belirtildi. İlaç hammaddesi ve ambalajının yüzde 90 üzerinde ithal edildiğini kaydeden Ciravoğlu, ithalatla gelen hammaddenin fiyatı arttığında bunun maliyete, sonra eczaneye daha sonra vatandaşa yansıdığını ifade etti.

“YÜZDE 17 CİVARINDA İLAÇ PİYASADA YOK”

Yaklaşık yüzde 17 civarında bir ilacın piyasada olmadığını belirten Eczacı Ciravoğlu, “Bunun nedenlerinin başında tabii ekonomik problemler. Burada maliyetleri etkileyen unsurlar var. Ama bunların sonucunda oluşan tabloda çok değişik ilaç gruplarında farklı hastalıklarda kullanılan ilaç gruplarında yokluklar maalesef yaşanıyor son zamanda. Bunların içinde antibiyotikler var, özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarında kullanılan antibiyotiklerin önemli bir bölümü piyasada yok. Yani hiçbir firmanın yok eş değerleriyle birlikte çok kısıtlı ve zor bulunuyor. Varis ilaçları var ağrı kesici ateş düşürücüler var, çocuklar için kullanılan ateş düşürücü şuruplar var ve tansiyon ilaçları var bunların içinde. Şimdi bazılarının tam eş değeri olmasa bile o tedaviyi başka ilaçla tamamlayıp sürdürmek olanaklı. Ancak Hipertansiyon gibi vakalarda bunun sürdürülebilmesi için yani o ilacın değiştirilebilmesi için tedavinin yeni baştan düzenlenmesi gerekiyor. Yani bu doktora gidecek doktor tarafından yeni bir ilaçla, farklı bir formülle, yeni bir tedavi düzenleyecek.  Bunların hepsi sorun. Tabii yani hem hasta için sorun hem doktora zaman kaybı meşguliyet. Artı ekonomik açıdan da sorun” dedi.

“İLAÇTA HAMMADDENİN VE AMBALAJIN YÜZDE 90 ÜZERİNDE BİR BÖLÜMÜ İTHAL GELİYOR”

İlaç hammaddesinin ve ambalajlarının ithal geldiğini, hammaddenin fiyatı arttığında maliyete, daha sonra bunun eczane ve vatandaşa yansıdığının altını çizen Ciravoğlu, “Şimdi fiyat nedeniyle büyük bölümü yoklukların oluşuyor. Bunun da iki nedeni var. Yani bir tanesi ilaçların bir bölümü direkt ithal geliyor. Döviz kurlarındaki artış nedeniyle burada sıkıntı yaşanıyor. Şunu öncelikle belirtmek lazım. Türkiye’de ilacı Devlet verir fiyatını, dolayısıyla maliyet hesaplayıp üzerine bir kar koyarak satılması olanaklı değil. Belirlenmiş fiyat üzerinden satmak zorunda firmalar. Döviz kuru yükseldiğinde pahalı ithal edip yetersiz fiyatla satmak durumunda firmalar sıkıntıya düşüyor. Yerli üretimde ise ikinci parametre olarak imalatın büyük bölümü ham madde nedeniyle dışa bağımlı. Hammaddenin yüzde 90’ın üzerindeki bir bölümü ithal ediliyor. Bu belki bütün dünya ölçeğinde böyle ama bizde de böyle bu şekilde. Büyük bölümü ithalatla gelen hammaddenin fiyatı arttığında otomatikman bu maliyete yansıyor. Bunun dışında tabii üretimle ilgili başka parametreler de var. Onların dışında yani yan maliyetlerin dışında, genelde kullanılan şeylerin dışında ambalaj maliyetleri de var en azından. Ambalajların da hammadde olarak bir kısmı dışarıdan geliyor. Aynı şekilde fiyat artışı bunlarda da söz konusu. Yerli hammadde ambalaj için kullanılsa da yani ambalajın fiyatı da sürekli artıyor. Sizin fiyatınız sabit kalınca maliyet arttığında sorun oluşuyor. Üretimde aksamalara yol açıyor. Bu da doğal olarak. Öncelikle bir eczanelere yansıyor. Daha sonra da vatandaşa yansıyor. Burada sorunu anlatmak vatandaşa dert anlatmak da eczacıların üzerinde bir görev gibi kalıyor. Ama sıkıntı çekiliyor Sonuçta bunları anlatmaktan insanların çaresizliği karşısında yani biz de sıkıntı çekiyoruz. Yani çok fazla ham madde üretimi bizde yok. Dünya ölçeğinde böyledir gerçi. Yani artık küresel bir dünyada yaşıyoruz. Yani her ülke her ham maddeyi kendisi üretmiyor. Zaten ekonomik de olmazlar bunu yapması. Ama bizdeki fazla ithalat biraz. Yaklaşık yüzde 90 üzerindedir ilacın içindeki ham madde ithalatı” şeklinde konuştu.