0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Politik yaşamında 6 defa gitmiş, 7 defa gelmiş,

Türk siyasetinin babası Süleyman Demirel ne diyor:

“İki kere iki her zaman dört etmez.”

Örneklerini yaşıyoruz.

‘Kin, hırs, olmaz, istemiyoruz’ anlayışı ile yapılan hamlelerle sonuç alınamıyor.

Toplum, ‘çare, çözüm, nasıl’ önerisi bekliyor.

Hele hele, benzemezlerin bir araya gelerek oluşturulan birlikteliklere ‘sıcak’ bakmıyor.

Türkiye’de muhalefet hep bir ağızdan “Erdoğan gitsin.” diyor.

Erdoğan’ın her kararı, uygulaması, politik tavırları doğru mu?

Değil.

Peki, tamam gitsin,

Yerine kim gelsin?

Belli değil.

Gözünü öyle hırs bürüyenler var ki; ‘Ermenistan Devlet Başkanı Nikol Paşinyan gelse fark etmez’ diyecek noktada.

Muhalefetin en önemli vaadi parlamenter sisteme dönmek,

Tamam, fakat bunun için önce Anayasa değişikliği şart,

Bu süreç, ‘şu kadar zamanda tamamlanacak’ diyen yok.

Nerden baksan, seçim ertesi başlasan en az 2 yıl sürer.

Referandum sonucunun da ne olacağı belli değil.

Meclis aritmetiği meçhul,

Bölücü terörle mücadele ve FETÖ konusunda izleyecekleri yolu bilmiyoruz.

Hayat pahalılığı için ilk 100 günde ne yapacaklar?

Anlatmıyorlar ki öğrenelim.

Okyanus ötesinden şişirilen rüzgâr ile gemiyi limana yanaştıracaklarını sanıyorlar.

Macaristan geçtiğimiz hafta sandık başına gitti;

Mevcut Başbakan Orban’ın karşısına, sol, sağ, çevreci partiler tek adayla çıktı.

Avrupa Birliği ve Amerika destekli 6’lı muhalefet sandığa gömüldü.

Toplum, zorlama ve dış müdahale hissettiğinde ‘olmaz’ diyor.

★★★

Edirne yerel siyasetinin sol tarafında son dönemde bir hareketlenme var.

Ne diyorlar?

“Recep Gürkan gitsin.”

Kimler bunu söyleyen?

Edirne siyaset mezarlığının mevtaları,

Politik olarak ununu elemiş, eleğini asmış isimler,

Aralarında, eşleri evde temizlik yapacağı için ayakaltında dolaşmasın diye ‘git biraz gez’ denilenler var.

Sorsan mensubu olduğun partinin il merkezine en son ne zaman gittin diye,

Yutkunur, cevap veremezler.

Yerini bulamazlar desem abartılı olur.

Yapılan ön seçimlerde sandıkta boğulmuşlar,

En yakın rakiplerinin ikiye, üçe, hatta dörde katladığı isimler.

Parti tabanında da kırıntı halindeler,

Öyle büyük lokma falan değiller yani,

Bundan sonra, ne köy ne kasaba olacak isimler.

Şehrin 24 mahallesi var, fakat 3 mahallede fır dönüyorlar.

CHP’nin az oy aldığı, Kıyık, Yeniimaret, Karaağaç, Menzilahır’a uğramıyorlar,

Keşan, Uzunköprü, Havsa, Meriç rotalarında yok,

Yeni istikametleri merkez köyler.

Fotoğraflara bakınca, kimler var?

Sen, ben, bizim oğlan.

Başka,

O kadar.

Seçmen yaşı 18’e düşmüş,

Toplantıların fotoğraflarına bakıyorsun ilk kez oy kullanacak gençler yok.

Muhalefetin çok güvendiği Z kuşağı olarak nitelendirilenlerin esamesi okunmuyor.

Kendileri çalıp, kendileri oynuyor.

★★★

Söylemiyorlar ama anlaşılıyor ki, dertleri Gürkan’ı milletvekili yapmak,

Yanlış anlamayın Recep Gürkan’ı değil,

Gürkan Güneser’i.

O isim ki, her genel ve yerel seçimin kronik adayı,

Her tuş olması sonrasında, “Bu sondu, bir daha adaylık mı tövbe.” diyen isim,

CHP tabanının bir türlü kanının ısınmadığı ve her dönem ‘veto’ ettiği politikacı,

Demek, düşman kardeşler bir araya gelince, ‘belki bu sefer olur’ diye yine heveslenmiş,

Bilmiyorlar ki,

Gürkan ile yola çıkmanın ‘en büyük siyasi hata’ olduğunu,

Beraber yürürken o yolda, arkalarına, yanlarına baktıklarında ‘ortada’ kalacaklarını.

Tamam, olur, bilmeyebilirsin, duymamışsın, anlarım.

Hiç olmazsa, bir yaşayana, tecrübe edene sor.

Gürkan ile Gürkan’ı yenemezsin,

Recep Hoca hepsini sınıfta bırakır,

Ellerine tasdikname verir.

Bön bön bakarsınız.

Bütünlemeye kalanlar bir işaretiyle yanında yerini alır.

Nefesiniz yetmez.

Siz anlayıp, dinleyene kadar sandıklar açılmış,

Seçim zaferini ilan etmiş olur.

Sonra çok dizinizi döversiniz.

‘Recepler’ işte bu anlayış ve gidilen yol nedeniyle kazanıyor.