DOLAR 32,4911 -0.02%
EURO 34,7780 -0.62%
ALTIN 2.438,860,12
BIST 9.915,622,05%
BITCOIN 2061298-0,89%
Edirne
18°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Sendika

ABONE OL
8 Ekim 2020 23:11
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tam 131 yıl önce, Yeniimaret Mahallesi’nde, Alaca Camii karşısında tek derslikli olarak eğitime başlıyor.

Cumhuriyetin ilanından bir yıl sonra Mithatpaşa adını alıyor.

Neredeyse Cumhuriyetle yaşıt,

İlkokul ve Ortaokul olarak hizmet veriyor.

Mahallenin 118 öğrencisi eğitim alıyor.

Müdürlük sınavını birincilikle kazanan Ertan Çekiç 2019 yılında okula yönetici olarak atanıyor.

Çekiç öğretmen, Süloğlu’nun Domurcalı Köyünden,

Eli mala tutan, duvar ören bir dedenin torunu,

Dedesine yardım ederken, onun da, eli mala tutmaya alışmış,

Ya köyde çiftçilik yapacak veya üniversite okuyacak.

Ertan Çekiç okumayı tercih ediyor.

Köydeki ilkokuldan sonra, ortaokulu ve Süloğlu’nda liseyi birincilikle bitiriyor.

Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliğinden diplomasını alıyor.

İstanbul Esenyurt Rıfat Ilgaz İlköğretim Okulu’nda öğrencilere ders vermeye başlıyor.

Bir taraftan öğrencilere ders verirken boş durmuyor ve Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Yönetimi Teftiş ve Planlaması Yüksek Lisans yapıyor.

Meriç İlçesi Kavaklı Köyünde öğretmenlik yapıyor.

Bakanlığın açtığı Müdür Yardımcılığı sınavını kazanarak Yusufhoca İlkokuluna Müdür Yardımcısı oluyor.

Geçtiğimiz yıl müdürlük sınavında birinci olunca, Mithatpaşa İlkokuluna atanıyor.

Öğretmen Ertan Çekiç, yeni okulunda göreve başladıktan sonra kolları sıvıyor.

Pandemi sürecinde boş durmuyor, okulu için fırsata çeviriyor.

Dededen inşaat işlerine alışık,

Başlıyor okulun duvarlarını tamir etmeye,

Çimento karıyor, sonra eline malayı alıp bir taraftan türkü söylüyor diğer taraftan okulun duvarlarını tamir ediyor.

Amacı, inşaatta çalışarak İbrahim Tatlıses gibi meşhur olmak değil,

Derdi, atandığı okul ve öğrencileri,

Ertan öğretmenin bu çabası kısa sürede duyulunca destek artıyor.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, öğretmen kökenli,

Kurban bayramını kutladığımız günlerde, meslektaşı Ertan öğretmene açıyor telefonu, tebrik ediyor.

Yetmiyor,

Bu çabayı bakanlığın resmi web sayfasında da, meslektaşlarına örnek olması için yayınlıyor.

Edirne Valisi Ekrem Canalp, duyarsız kalmıyor.

Maaş taltifi var mı bilmiyorum, başarı belgesi ile takdir hakkını kullanıyor.

Ne güzel dimi?

Bir öğretmenin kişisel çabası bakan ve vali düzeyinde tebrik ediliyor.

Her şey para değil ki,

Bunun manevi hazzı yeter.

Basın ilgileniyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetelere yansıyan haberlerden fark ediyor.

Bakan Selçuk’tan sonra Kılıçdaroğlu, telefon açıp kutluyor.

Zaten kızılca kıyamet bu telefondan sonra kopuyor.

TUBİTAK’ın proje yarışmasında 82 il arasında Edirne’nin 71. sırada, yani en sondan 11. olmasından rahatsız olmayan Edirne Milli Eğitim Müdürü Önder Arpacı’nın son telefon nedeniyle ‘keyfi’ kaçıyor.

Hal bu ki, Arpacı Müdür, sever sosyal medyada paylaşım yapılmasını,

Ertan öğretmenin sosyal medyada başarılarından söz edilmesinden neden rahatsız olsun ki,

Neyse,

Okulun eski öğretmenlerinden biri, görevden ayrıldıktan aylar sonra Ertan öğretmene yönelik şikâyette bulunuyor.

Okuma yazması var, genç dimağlara eğitim veriyor, Edirne de görev yaparken neden şikâyeti yok bilmiyoruz.

Öyle yenilir yutulur bir suçlama değil,

Ertan öğretmenin Dünyadan haberi yok.

Eğitim iş kolunda bir sendika başkanı çıkıp kamuoyuna açıklama yapıyor.

Ortada suçlama var, suçlananın savunması alınmamış, okulda öğretmenlere sorulmamış,

Ama ne gam,

Sendikacı şikayetin takipçisi olacaklarını söylüyor.

Suçlananın haberi yok, ama sendika başkanının var.

Kamuoyu desteğini alan bir isim var ortada,

Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri adamı çağırmaz mı, ‘Nedir bu’ diye sormaz mı?

Gerek duymaz.

Yetmedi.

Okulda diğer öğretmenlere neler oluyor demez mi?

Yok öyle bir şey,

Aradım Ertan öğretmeni,

Kendi ağzından dinlemek istedim.

Ulaşamadım.

Son dönemde, kamu kurumlarında memur sendikaları ciddi söz sahibi oldu.

Sendikacıların bir dediği iki edilmiyor.

Hangi sendikacıların yakınları yönetici yapıldı bilmiyorum.

Hatırlarsınız değil mi?

12 Eylül öncesinde özellikle öğretmen ve polis sendikalarının bu çekişmesinin yarattığı karanlık günleri,

Aklıma bile getirmek istemiyorum.

Sendikacılar örgütlenip üyelerinin hakları için mücadele edecek.

Eyvallah,

Sendikalar kamu kurumlarını yönetmeye kalkarsa,

O zaman ‘hoppp’ demek gerekir.

Sendikacılar, sadece işini yapacak.

Sendika ağaları yaratmayalım.

Milli Eğitim camiasının her yeri sanki böyle başarı hikâyeleriyle dolu,

Vurun kahpeye mantığı,

Yazık.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.