0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye orman yangınlarıyla mücadele ediyor.

Ülkenin akciğerleri yanıyor.

Muhalefetin derdi yangın üzerinden mevzi kazanmak,

İktidarda panik havası,

İnisiyatifi ele alamıyor.

Her kafadan bir ses,

Hangi bilgi doğru,

Terörün yuvalandığı sosyal medya mecraları lağım çukurundan berbat,

Algı hakim olmuş,

Dert yangın söndürmek değil,

Körükle gitmek,

***

2 Eylül 1905

Tarih sayfalarının yazdığı Edirne’nin acı günlerinden biri,

Kulaktan kulağa anlatılan 1905 yangını,

Kaleiçi’ni alevler kül ediyor.

1984 yılı Bat Pazarı veya Yemeniciler Çarşısı yangını,

Benim tanıklığım olan,

1992 Alipaşa Çarşısının dört duvar kaldığı alevlerin aydınlattığı gece,

16 Mayıs 1995 Edirne’nin büyük bir faciadan döndüğü gün,

Benzin dolu askeri tankerin frenleri patlamasıyla, SSK Hastanesi önünde park eden minibüse çarpması sonucu çıkan yangın,

Yaşattığı dehşet görüntüler hala hafızamda,

Yolun karşısına geçip benzinliğe girse, ortaya çıkacak sonucu düşünmek bile insanı ürpertiyor.

Saatlerce söndürülemedi, itfaiye yetersiz kaldı.

26 yıl önce çok tartışıldı, itfaiyenin köpük sıkan aracı yok diye,

Günümüzde her araçta 250 litrelik sistem var.

Edirne’nin imar planları değiştirildi.

18 katlı binalar inşa edildi.

O binalarda ulaşıp yangına müdahale edecek itfaiye merdiveni var mı diye düşünülmedi.

***

Kapıkule yıkıldı, yeniden yapıldı.

Milyon dolarlar harcandı.

Büyük büyük makam odaları düşünüldü.

Dış cepheleri mermerden olmasa olmazdı.

Ruhsat almaya bile gerek duyulmadı.

Yetmedi ruhsatsız Kapıkule’yi bakanlara açtırdılar.

Bildiğim protokol binasının dışındaki yerlerle ilgili ruhsat sorunu vardı o dönem,

Sonra çözmüşlerdir umarım,

Kapıkule’yi inşa eden GTİ şirketi kiracılardan aldığı dolarları kasasına istifliyor.

Güle güle harcasınlar ne diyeyim,

TOBB’ ait ve Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu’nun sık sık kullandığı özel uçağın masrafları malum,

Edirne’ye konuklarını hamama getirmek için bile havalanıyor.

Hakkını yemeyelim, gelince fırsat bulup ETSO ve Borsa üyeleriyle mini toplantılar yapılmıyor değil,

Kapıkule de, Mayıs ayı sonundan, Eylül ayı bitimine kadar yoğun yolcu trafiği var.

Milyonlar geliyor, gidiyor.

TIR sahasında kimyasal, patlayıcı madde taşıyan araçlar,

Peki,

Olası yangın için itfaiye aracı vardır dimi,

Evet var.

Ben gördüm.

Kapıkule’den çıkış işlemlerimi yaptırıyorum,

Hemen sol taraftaki peronlarda, ön tamponunda plakası olmayan itfaiye aracına benzeyen bir taşıt,

Galiba peronlara ilaçlama yaptı.

İşlem sırasını beklerken izliyorum.

İlaçlama bitince itfaiye aracının sürücüsü aşağı indi.

Biniş merdivenlerinin altından sarkan iki kabloyu tuttu ve aküye değdirdi.

Araç çalıştı.

Manzara bu,

Kimyasal dolu TIR’lar veya yolcu bölümünde otomobillerde çıkacak yangını söndürecek itfaiye,

Giderken fark ettim arka tamponundaki plakası sağlam,

Tesadüf bu ya,

Kapıkule’nin itfaiye aracını dönerken son kontrol noktasında yeniden gördüm.

Görevli uyardı.

-Biraz bekle ilaçlama yapılıyor.

Beklemem mi?

Çalışma tekniğini bildiğim için,

Belli mi olur, ne zaman hareket edecek.

Hadi çalıştı diyelim hangi yöne gidecek.

Riske ne gerek var.

Tedbirliyim yani,

Hani diyorum,

TOBB şirketi GTİ kasasına istiflediği dövizlere biraz kıysa,

Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu, Ankara’dan dostlarıyla Edirne Saray Hamamı için tur yapmasa,

Kurumun özel uçağı ile gezilerini azaltıp benzinden tasarruf etse,

Kapıkule’ye şöyle iyi bir itfaiye aracı alsa,

Kötü mü olur?

Baktın, GTİ istifteki paralarına kıyamıyor.

Kapıkule’den girişte alınan dezenfekte ücretleriyle kasasını dolduran Çevre Vakfı ne güne duruyor.

Vakıf yöneticisinin dahi nereye kaç adet konulduğunu bilmediği, çocukların olmadığı, bastonlarıyla zor yürüyenlerin olduğu köyler, mahalleler, boş bulunan ne kadar alan varsa spor aletleriyle doldurulma seferberliğine biraz ara verilse,

İtfaiye aracı işinin ucundan tutsa,

İlla başımıza gelince, panikle mi konuşalım bunları,

Önceden görüp tedbir almak varken,

Ateş paçalarımızı tutuşturmadan,

Derdim, yangına körükle gitmek değil,

Karınca gibi, ateşe bir damla su,