DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BIST 9.915,622,05%
BITCOIN 20719491,33%
Edirne
17°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Yılda bir kez göz tansiyonu ölçtürün

Yılda bir kez göz tansiyonu ölçtürün

ABONE OL
9 Nisan 2022 11:15
Yılda bir kez göz tansiyonu ölçtürün
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sultan 1.Murat Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Tolga Ceylan, halk arasında belirti vermeden gizlice ilerleyen göz tansiyonu, tıptaki adıyla glokom hastalığı konusunda açıklamada bulundu. Gizlice ilerleyen hastalığın insanların görme özelliğinin yüzde 70-80’ini kaybettiğinde belirti verdiğini söyleyen Dr. Ceylan, erkenden yakalamak için vatandaşların 35 yaşından sonra yılda bir kez göz tansiyonu ölçtürülmesi gerektiğini ifade etti.

“HASTA YÜZDE 80 GÖREMEMEYE BAŞLADIĞINDA TEDAVİ OLSA BİLE GERİ DÖNDÜREMİYORSUNUZ”

Sultan 1.Murat Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Tolga Ceylan, düzenlediği basın toplantısında göz hastalıkları ile ilgili önemli bilgiler verdi. Toplamda yüzde 2 oranında görünen glokom rahatsızlığına değinen Dr. Ceylan, “Bu sinsi bir hastalık. Yani glokom. Yaklaşık görmemizin yüzde 70-80’i kaybettiğimizde ancak bu hastalık bize belirti veriyor. Ve sinir hasarı yüzde 80 olduğunda hasta bize geliyor ve işte tedavisine başlasanız bile o yüzde 80 hasarı geri döndüremiyorsunuz. Çünkü sinirleri ölmüş oluyor. O yüzden bu konuya dikkat çekmek istedim. Şimdi göz tansiyonu nedir? normal gözün kendi tonusunu koruması için gözün içinde bir dinamik var, sıvı dinamiği var. Bu sıvı, sıvı dinamiği üretiliyor ve dışarıya atılıyor. Bu iki dinamikten biri bozulursa yani ya üretim fazlalaşır ya da dışı atımda bir sıkıntı olursa gözün içindeki basınç artıyor. Bu basınç artmasından dolayı göz sinirlerimiz harap oluyor. Ve buna göz tansiyonu, yani glokom hastalığı deniyor. İşte biz bu glokom hastalığında hasta sinirinin birazını kaybettiğinde perverten biraz kayıp başlıyor. Birazını daha kaybettiğinde biraz daha oluyor. Ama buralarda hasta hissetmiyor bunları. Yani gelmiyor bize. Hasta ancak şu evrede geliyor bize. ‘Hocam benim görmem kayboldu’ diyor. Ve bu maalesef ki görmesinin de yüzde 80 kaybolmuş oluyor” dedi.

“GÖZ TANSİYONUNU ERKEN YAKALAMAK İÇİN 35 YAŞINDAN SONRA YIL BİR GÖZ TANSİYONU ÖLÇTÜRMEK GEREKİYOR”

Gizlice ilerleyen göz tansiyonu hastalığının yüzde 80 göz yetisini kaybettirmemesi için yıl da bir göz tansiyonu ölçtürülmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Ceylan, “İşte biz bu hastalığı erken yakalamak istiyoruz. Erken yakalamak için de ne yapmamız gerekiyor? Hastalarımızın 35 yaşından sonra yılda bir kez göz tansiyonlarının ölçülmesi gerekiyor. Bunun için de hastaların polikliniğe başvurmaları normal dışarıda kendi başlarına çözebilecekleri bir yöntem, kendi başlarına yapabilecekleri bir şey değil. Muhakkak göz polikliniklerinde özel aletlerle ölçülmesi gereken bir muayene yöntemi olduğu için bize başvurmaları gerekiyor.  Tabii ki tedavisi var. Tedavisinde ne kullanıyoruz? İlaçlar kullanıyoruz. Damlalar kullanıyoruz. Eğer bu damlalarla tedavi elde edemezsek cerrahi yöntemlere başvuruyoruz. Ama bu tedavisinden önce biz bunun nasıl tanısını koyuyoruz ondan bahsetmek gerekiyor öncelikle. Öncelikle göz tansiyonu olan hastamızın poliklinikte dediğimiz göz kornea kalınlığını ölçen bir cihazımız var. Tomografi denilen havalı tomografi denen bir cihazımız var. Onu da göz tansiyonunu ölçüyoruz. Bu göz tansiyonunu ölçtükten sonra bunlar tarama yöntemlerimiz. Sonra OCT denilen sinir kalınlıklarını ölçüyoruz. Ve görme alanı ile de ne kadar kaybolduğunu hastalarımızın saptıyoruz Bunların hepsi bizim devlet hastanemizde mevcut. Bütün hepsi. Şimdi bundan sonra tedavi aşamasına gelindiğinde ise elimizde 5-6 grup ilacımız var. Bu ilaçlarımızı kullanıyoruz. Bu 5-6 grup ilaçlarımızla da hastamızın tansiyonları hala yüksek devam ederse o zaman da bu hastalarımıza cerrahi müdahale yapılıyor. Çocuklarda görülme olasılığı binde bir şeklinde. Ama çocuklar erken bulgu veriyor ve çocuklar erişkinlere göre daha şanslılar. Onlarda medikal tedaviden daha çok cerrahi tedavi ön planda. Çünkü çocuklarda şanslı dediklerim şu. Tanıyı erken alıyorlar. Göz hemen büyümeye başlıyor. Çapı büyümeye başladığı için aile bunu fark ediyor ve bize başvuruyorlar. Ama erişkinlerde özellikle vurguluyorum. Kesinlikle bir belirti vermiyor. Göz tansiyonu. O yüzden 35  yaşından sonra bütün bireylerin herkesin göz tansiyonunu ölçtürmesi gerekiyor” dedi.

“ŞEKER HASTALARI, GENETİK GÖZ TANSİYONU, ÜFLEMELİ ÇALGILAR VE KRAVAT TAKANLAR”

Risk gruplarında bulunan kişilerdeki hastalığı olanlar ve kravat, boyun bağı, üflemeli çalgı kullananları işaret eden Dr. Ceylan “Özellikle risk grubu olanlar, şeker hastalığı olanlar, kortizon ilacı kullananlar, ailesinde göz tansiyonu öyküsü olanlar muhakkak ve muhakkak daha sıkı kontrol altında olunmalı. Çok genetik faktörler. Bu saydığım faktörler tetikleyen. Ama işte hocam diyetimizde şu olursa göz tansiyonu olur mu? Yok. Yani bu diyetle alakalı bir şey değil. Birinden iki tane sebep var. Bunlardan biri sıkı boyun bağı. Yani işte kravatı çok sıkmak gibi veya işte fuları çok sıkmak. İki üflemeli çalgılar. Bunlar riski arttırdığı söyleniyor. Sıkı boyun bağı yani bunun risk faktörü olduğu gözükmüş. Yani göz tansiyonunda sıkı boyun bağı ve üflemeli çalgıları. Basınç artışından dolayı. Düşünsenize yani böyle bu boyun kaslarının gerildiğini hissedersiniz orada. Ama yüzde yüz mü? Bunlar da değil. Ama böyle diyette işte hocam tuzlu yeriz göz tansiyonu olur muyuz? Veya işte şekerli yedik olur muyuz? Yok” dedi.

“MONİTÖR PERİZİ ÖNERİYORUZ”

Çocukların ve diğer her yaştan bireylerin sürekli bilgisayar ve akıllı telefon başında vakit geçirmesini göz hastalıkları açısından değerlendiren Ceylan “bunlar göz hastalıkları için tehdit oluşturur ama glokom açısından bu risk faktörü değil. Ama şu anda dünyadaki en büyük göz kusuru miyopi yani uzak görme kusuru ve miyopinin artmasının en büyük sebebi de teknoloji. Özellikle biz monitör başında olan hastalarımızda miyopinin çok fazla olduğunu görüyoruz. Göz kuruluğunun çok fazla olduğunu görüyoruz. Gözde bir organ. Ne kadar kullanılırsa o kadar tabii ki şikayetler ortaya çıkıyor. O yüzden biz monitör perizi öneriyoruz hastalarımıza. İşte günde 8 saat, 10 saat kalan hastalarımız var. Bunların yarım saat aralıklarla dinlene dinlene işte yarım saatte 5 dakika, yarım saatte 5 dakika gibi molalar verip biraz ekrandan uzak durmalarını öneriyoruz” dedi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.