0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Edirne esnafı Yunanlı turistler gelirken ‘altın çağını’ yaşadı mı?

Yaşadı,

İkinci evini, yazlığını, eşlerine,  çocuklarına otomobil aldı mı?

Aldı,

Ama,

Ne oldu,

Altın yumurtlayan tavuğu kestiler.

Hala acısını çekiyorlar mı?

Çekiyorlar.

Sonra Hamdi Sedefçi başkanlık döneminde Ulus Pazarını açtı mı ?

Açtı,

Ne yaptılar,

Sindiler.

Ne dedi Sedefçi, ‘Ben 100 esnaf yerine, on binlerce Edirneliyi düşünürüm’

Bir milim geri adım attı mı, atmadı.

Sonra,

Edirne’nin ilk AVM’si Kipa açıldı,

Esnaftan tık yok,

Sonra ikinci AVM Margi yapıldı.

Esnaf sütre gerisine saklandı.

Yetmedi,

Trafiği altüst eden, mimari olarak ucube denebilecek Erasta yapıldı bitti mi?

Bitti.

Esnafın gıkı çıktı mı?

Çıkmadı.

Bugünler de neyi tartışıyoruz.

Kapıkule Gümrük Kapısı’nın giriş noktasının sol bölümüne yapılan 5 bin metrekarelik çadırı,

Esnaf bağırıyor,

Bilen konuşuyor.

Bilmeyen anlatıyor.

Her kafadan bir ses,

Neredeyse fikri olmayan yok,

Memleket çadır uzmanından geçilmiyor.

Esnaf çadır meselesinde adeta aslan kesilmiş,

İyi de,

Kapıkule Gümrük Kapısı’dan Temmuz ayında Avrupa ülkelerinde çalışan ortalama 500 bin Türk işçisi memleketlerine geldi.

İzinleri 4-6 hafta arasında değişiyor.

Ağustos ayının ilk haftasından sonra, Kurban Bayramı bitiminde de yoğun olarak çalıştıkları ülkelere dönecekler.

Her yıl dönüş günlerinde Kapıkule yolunda iki sıralı kuyruk oluyor.

Doğaldır.

Türk ve Bulgar gümrük kapıları entegre çalışsa da, o kadar aracın geçiş süresi var.

Ne yapsan altı olamaz.

İstanbul Boğazındaki köprüleri geçerken kuyruklar oluyor.

Düşünün iki gümrük kapısını geçeceksin kuyruk olmaması mümkün değil.

Peki,

Yurt dışına çıkan Türk işçilerinin yüzde kaçı Edirne şehir merkezinden geçiyor.

Belediye Başkanı Recep Gürkan yüzde 5 demiş,

Abartmış,

Bir istatistik veya tespite dayalı bir rakam mı ?

Hayır,

Ben daha ileri gideyim yüzde 1 ya var ya yok.

Avrupa da çalışan Türk işçileri yakıcı güneş altında saatlerce bekliyor,

Edirne Valisi Ekrem Canalp bu durumdaki Türk işçileri için otopark düzenlemesi yaptı.

Tuttu akıllı bir iş insanı ne yaptı.

Hemen yanına 5 bin metrekare çadır kurmak için girişim başlattı.

Aklını seveyim,

Girişimciymiş,

Sıra bekleyen yolcuların son alışverişleri için satış noktası kurdu.

Kamuoyu baskısıyla girişimciye çadırda ‘Edirneli esnaf ‘ olacak diye dayattılar.

Çaresiz kabul etti.

Hadi buyurun çadıra,

Gittim, yer bulamadım, stant vermediler diyen bir esnaf çıksın gelsin kapıma,

Birlikte ortalığı toz duman edelim.

Eeee,

Sen gitmezsen çadıra, gider birileri,

Edirne tabelasının sadece önünden geçen binlerce işçiye dönük pazar,

Çadıra girebilecek tek kişinin Edirne esnafına uğrama ihtimali var mı?

Kesinlikle yok.

Bu feryat figan niye peki,

Yıllardır, gurbetçiler geçmiş, bizim esnaf bakmış,

Çadır kuran girişimci ne yapmış,

Bakmamış görmüş,

Yıllar öncesinde yol kenarında, karpuz, kavun, peynir satan tezgahlar olurdu.

Daha derli toplusu olmuş,

Edirne esnafıyla ilgili şikâyetler sosyal medyada sürekli yer buluyor.

Elin oğlu yaparken, seyredeceğine, düşüneceksin, yapacaksın,

Sonra da, yandım Allah diye feryat etmeyeceksin,

Gelen müşteriye, ‘elleme, dokunma, fiyatı üzerinde görmüyor musun’ diye azarlamayacaksın.

Esnaf olacaksın esnaf,

Eğer bu kenti yönetenler o zaman senin ekmeğine soğan doğrarsa,

Gel beraber dikilelim karşısına,

Aynaya bak, sorun orada.