CHP İl Başkanı Samet Kahraman 12 Haziran günü görevinden istifa etti.

O günden sonra yeni örgüt başkanının kim olacağı tartışmaları başladı.

Yönetim Kurulu üyeleri arasında göreve talip olanlar oldu.

Koltuğa oturma yarışının devam ettiği günlerde, CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kırkpınar Güreşleri için Edirne’ye geldi ve önce teşkilatı ziyaret etti.

Parti önünde toplanan kalabalığa 7 Temmuz günü mesaj verdi;

“İl başkanımız bayrak devir teslimi istedi. Önümüzdeki günlerde Edirne’de parti yönetiminde bir tasarrufta bulunacağız. Bu baba evinin evlatları kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, kökü kökeni ne olursa olsun ister Balkanlardan gelsin, ister Doğudan ister burada doğmuş olsun, ister burada memur olsun. Ama burada hep birlikte bu baba ocağına da Atatürk’ün emanetine sahip çıkacağız.”

Siyaseti okuyanlar Genel Başkan Özel’in sözlerinin ne anlama geldiğini anladı.

CHP Edirne Teşkilatı yıllardan beri belediyeden yönetiliyor.

Partinin her türlü kararları o binada alınıyor.

Bu usulün getirdiği avantajla terlemeden siyasi koltuğa oturanlar, tekrar görev almak için Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın’a pres yapmaya başladı.

Hâlbuki Akın’ın tarzının, ‘makam icazet alınan yer olmaktan çıksın, belediye kendi işini, parti siyasetini yapsın’ olmasına rağmen,

Gözü il başkanlığı koltuğunda olanlar şartları sonuna kadar zorlamaya devam etti.

Teşkilat operasyonlarından kaçınmasına rağmen, arkadan cenderenin içine itmeyi bırakmadılar.

Dertleri belli,

Siyasi gelecekleri için yollarını açık tutmak.

★★★

Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan beliydi.

Taybıllı’nın göreve getirileceğini, siyasete bugüne kadar kafa yoranlar az çok farkındaydı.

Fakat parti kamuoyunu dalgalandırmak için önce son yerel seçimlerde genel merkezin veto ettiği Recep Gürkan’ın desteklediği bilgisini yaydılar.

Gürkan karşıtlarını tek cephede toplamayı hedeflediler.

Kelin merhemi olsa kendi başına sürer.

Gürkan da bu duruma, ‘bak benim il başkanı atatacak siyasi gücüm var’ algısının primini kendi hanesine yazmak için sessiz kaldı.

CHP’de biri siyahsa, diğeri beyaz…

Ne onun, ne berikinin, ne diğerinin hiçbir dahli yok.

Genel Başkan Özgür Özel ve yakın ekibi karar verdi.

Partinin eski Merkez İlçe Başkanı Harika Taybıllı’yı 17 Temmuz günü atadı.

Ne oldu?

O güne kadar ortalık yangın yerine döner edebiyatı yapanların beklentileri gerçekleşmedi.

Yönetim tek yumruk olarak sahaya çıktı.

Belediye başkanları ve ilçe teşkilatları İl Başkanı Harika Taybıllı’nın liderliğinde, iktidar hedefine yürümeye başladı.

★★★

Edirne’de siyasetin sol kanadı iki kadının yönetiminde,

Şehrin ilk kadın Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın,

CHP’nin ilk kadın İl Başkanı Harika Taybıllı,

Politikadaki erkek egemenliği yıkıldı.

Görüyorum ki,

İki kadın siyasetçinin etrafında var olanlar,

Alttan alta fitne ateşini yakıyor.

Körüklüyor.

Her iki taraftakilerin derdi, parti ilk seçimde Cumhurbaşkanlığını kazansın, mecliste çoğunluğu elde edip ülkeyi yönetsin değil!

Altından giden koltuklarını geri almak…

Her ikisi de hukukçu,

Mesleğinde başarılılar.

Adaletin terazisini iyi biliyorlar.

Hukuk düzeninden gelen iki kadının değerlendirmelerinde terazinin o ince çizgisini hesaplayacaklarından kuşkum yok.

Kaldı ki,

Biri yerel politikada iktidarda,

Diğeri genel siyasette yürüyor.

Hedefleri farklı,

Aralarında siyasi hedef konusunda çakışan nokta yok.

★★★

İyi de, bunları neden yazıyorum.

Fark ediyorum, görüyorum, gözlemliyorum.

İki kadın lideri farklı cephelere atıp, birbirine ateş ettirmek için cephane taşınıyor.

Sonuçta,

İnsanız, nefsimizi yenemediğimiz, tahriklere kapılıp kontrolden çıktığımız zamanlar olur.

İşte her iki kadın siyasetçiyi ‘akıllarının, duygularının önüne’ geçirmek için inanılmaz mücadele var.

Çevrelerine sızanlar.

Bugünlerde, alttan girip üsten çıkıyor.

Unutmayalım,

Bazen büyük savaşların çok küçük nedenleri vardır.

Sonra geriye dönüp bakıldığında, kimse o savaşın neden çıktığını bile hatırlamaz.

★★★

Fitne fesat ateşini harlayanlara dikkat…

Televizyonlarda gösterilen bir dizinin repliği ile bitireyim.

“Bir bakın,

Size söz söyleyenler sizi zulme mi götürüyor, adalete mi?

Size söz söyleyen sizin kin, nefret, haset hislerinizi mi körüklüyor, yoksa sevgi, muhabbet, merhamet hislerinizi mi?

Size söz söyleyen, yakıp yıkın mı diyor, yoksa kurun mu?”