Siyasetin sol kanadı parti kurullarını, ‘örgüt’

Siyasetin sağ kanadı ise, ‘teşkilat’

Diye tanımlar.

Uzun yıllar partilerde siyaset yapanlar, çeşitli görev alanlar,

Parti adabı,

Parti hiyerarşisi,

Parti teamüllerini,

‘adı konulmamış’ kuralları bilirler.

Hele parti içi disiplin kesin esastır.

Bazen şahsen kafasına yatmadığı bir karar olsa da,

Parti grup kararı gereği uyulur.

★★★

Eskiden siyasi partilerin yönetimlerinin masrafları yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundaydı.

Kolay değildi yönetimde görev almak.

Kirasından, çalışanından, gelen gidenin çay kahvesinin masraflarını karşılamak,

Çok bilirim siyaseten kendine koyduğu hedefe ulaşmak için yaptığı harcamalardan çoluk çocuğunun rızkını heba edeni,

Ticari hayatı tarumar olanı,

Şimdi öyle mi?

Yerel iktidar partindeyse, günümüzde ekonomik olarak yöneticilerin çoğu elini taşın altına koymaz.

Günümüzde kamu kaynaklarıyla uçak bileti alıp parti kurultayına giden ilçe başkanı bilirim.

Yetmez, uçağı kaçırır ikinci bileti ister!

Parti sayesinde koltuğa otururlar,

Fakat toplantı için Edirne’ye gelen meslektaş misafirlerine gösterdikleri ‘yakın ilgi’yi partinin çelengine göstermezler.

★★★

Bunları neden anlattım,

Edirne’nin zafer günü 25 Kasım,

Şehirlerin kurtuluşlarıyla ilgili her türlü organizasyonlar doğal olarak belediyelerin sorumluluğunda,

Kırkpınar’da kent bayraklarla donatılır.

Fakat kurtuluş günü ‘gelin gibi’ süslenmez Edirne,

Tabi tüm sorumluluğu Filiz Başkan’a yıkmak kolay,

Her yıl bu işi yapan ekip bu yıl neden kılını kıpırdatmaz.

İşte bu vurdumduymazlığın hesabını neden sormaz Filiz Başkan,

Yat kulağının üstüne, unutulur mantığı!

Kurtuluş törenlerini izledim,

Aslına bakarsanız Edirneliler de yok denecek kadar azdı.

Tören alanının önemli bir bölümü görevlilerle doluydu.

O yürek birliği için toplumsal motivasyon sağlanamamış,

Hadi belediye ulaşım işine karışmıyor da,

Halkın su ve emlak vergileri ile depolarına mazot doldurduğu ETUS’un tören alanına ücretsiz taşıma işini de mi akıl edemedi.

★★★

Atatürk Anıtı önünde çelenk sunma sırasında CHP anonsu yapılınca İl Başkanı ve parti yönetiminden kimsenin gelmemesi tartışılıyor.

CHP İl Başkanı Harika Taybıllı İstanbul’da Genel Başkan Özgür Özel’in Türkiye’nin 81 ilinden gelen mevkidaşlarıyla toplantıda,

Belli ki, kendisinin yerine çelenk sunmayla ilgili sağlıklı bir organize yapamamış,

İyi tamam da,

Tören alanında partiden başka kimse mi yok.

Protokolün ön sırasında fotoğrafta görünmek ve yer kapmak için birbirini itekleyen belediye, il genel meclis üyeleri var.

Filiz Başkan ve Milletvekili Ahmet Baran Yazgan anonsu duyup kimse gelmeyince birbirine bakıyor.

Hadi, Milletvekili Yazgan önce Recep Gürkan tarafından ‘baba dostu’ kontenjanından meclis üyesi yapıldı.

Sonra şartları zorladı özel çabasıyla vekil oldu.

Filiz Gencan Akın yine Gürkan tarafından ‘kadın kotası’ denilerek belediye meclis üyesi seçildi.

Her ikisinin de parti sicilleri yeni,

Hatta yok denecek kadar az,

Bilmiyorlar CHP geleneklerini,

Ter akıtmamışlar teşkilatta,

Siyaseten kolay yükseldiler.

Merkez İlçe Başkanı hemen arka sırada,

Umursamıyor, duymuyor, oralı olmuyor.

Fotoğraflardan gördüğüm partinin Merkez İlçe ve İl Başkanlığı ile 22. Dönem Milletvekilliğini yapan Nejat Gencan var.

Örgüt disiplinini de, adabını da en iyi bilenlerden,

Bu parti sayesinde ‘emekli vekil maaşını her ay alıyor’ ama kılını kıpırdatmıyor.

Durumu kurtarmak için ‘siyasi büyüklük’ yapmıyor!

CHP’li ilçe belediye başkanları var.

Baktın kimse gitmiyor, partimin çelengi ortada kalmasın diye hamle yapmak akıllarından geçmiyor.

Ne sanıyorlar bilmiyorum.

Ne yani, Harika Başkanı ‘siyasi gol’ attık sanıp ellerini mi ovuşturacaksın,

Top kendi ağlarında,

Ortada kalan mensubu olduğun partinin çelengi,

Siyaseten ekmeğini yiyor, suyunu içiyorsun,

Oturduğun koltuk, bindiğin araba parti sayesinde,

Hepsini geçtim tek bir CHP’li de yok muydu o alanda?

Kadın Kolları,

Gençlik Kolları,

Görevliler dahil tören yerindekilerin çoğu CHP üyesi,

Bu nasıl bir aymazlıktır.

Cumhuriyet’i kuran,

CHP’nin Edirne’de haline bak.

Kurucusunun huzuruna çıkıp çelenk sunacak birini bulamıyor.

Ya da biri çıkıp çelengine sahip çıkmıyor!

Hadi canım,

Hepiniz oradaydınız…