İlk duyanların ‘hadi canım sende’ dediği,

Türkiye kamuoyu, Edirne Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü yanında, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, Göçmen Kaçakçılığı Şube Müdürlüğü görevini de yürüten Mehmet Deniz Karakurt’un gözaltına alınması ve tutuklanmasını konuşuyor.

Nasıl yani demeyin,

Şakası yok.

Duyduklarınız doğru,

Yolsuzluk, göçmen kaçakçılığı, uyuşturucuya yönelik suçları önlemekle görevli isim hakkındaki iddialar tüyler ürpertici,

★★★

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, ülkemiz kamuoyunun yakından tanıdığı organize suç örgütüne yönelik yeni yıla girmeye günler kala, aralarında ünlülerin kebapçısı ile altın sektörünün bilinen bir şirketin CEO’sunun da bulunduğu gruba yönelik operasyon düzenleniyor.

Dosya kapsamında 31 şüpheli yakalanıyor, 19’u Sulh Ceza Hâkimliği tarafından tutuklanıyor, 12 zanlı adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor.

Fakat garip tarafı, her nasıl oluyorsa 22 şüpheli yakalanamıyor.

Tüymüşler yani,

Şimdi aranıyorlar.

Bu tür soruşturmalarda yakalanamayanlar olur.

Ancak burada neredeyse yakalanan kadar yakalanamayan şüpheli var.

Doğal olarak dosya içeriğini bilenler bu işte bir ‘bit yeniği’ olmasından kuşkulanıyor.

★★★

Kaçaklara yönelik devam eden soruşturma kapsamında, organize suç örgütüne yönelik operasyonu yürütenler kafa yormaya başlıyor.

Bilenler bilir.

Bazen bazı şüpheliler serbest bırakılır.

Hatta çok rahat bırakılır.

Sokakta gezsin,

Uzaktan uzağa irtibat kurdukları kimler diye bakılır.

Bir de ne görsünler?

Örgüt mensuplarının, Edirne polisinin önemli bir ismi ile bağlantısını fark ediyorlar.

Bu nedenle Edirne KOM Müdürü Karakurt gözaltına alınıyor.

★★★

Edirne, yukarıdan aşağı, sağdan sola ne kadar ki,

Kaç sokakta hayat dönüyor.

Âlemde olanlar birbirini tanıyor, biliyor, gözlüyor.

Deniz Müdür kente tayin olup önemli bir şubenin başına görevlendirildikten sonra ‘oturduğu, kalktıkları’ hep dillendirildi.

Herkes duydu da,

Amirleri duymadı, görmedi.

Belki de fark ettiler de kulak asmadılar.

Aslında olanlar adım adım ‘geliyorum’ dedi.

Biz bu filmi daha önce de gördük.

Edirne Emniyet Müdür Yardımcısı Zeki Ağsakal da, böyle kamuoyunda çok tartışılan bir isimdi.

Anlatılanlar dudak uçuklatan cinstendi.

O dönemin yöneticileri de ‘yok canım’ dediler.

Sonrasında Emniyet Müdür Yardımcısı Zeki Ağsakal, uyuşturucu madde ticareti yapma iddiasıyla yargılandığı davada 18 yıl 4 ay hapis cezası aldı.

Emniyet Müdürü Mustafa Alçalar, ilk kararname ile önce merkeze alındı, ardından emekli edildi.

★★★

Edirne’nin 2024 yılını ele aldığım yılın son yazımda, ‘KOM Şube kapatıldı da haberimiz mi yok?’ değerlendirmesinde bulunmuştum.

O zaman yine bir erken uyarıyla devam edeyim.

Kentte ‘asayiş berkemal’ mi?

‘Deniz’in taşacağı belliydi.

Doğal olarak taşınca etkilenenler olacak her makamda,

‘Çürük elma’ deyip işin içinden sıyrılmazsınız,

Göz göre göre geldi.

Sadece ‘deniz’ mi?

Nasıl ‘denizin taşmasını’ göremediniz.

‘Çağlaya çağlaya’ üstünüze gelen tehlikeyi de fark edemiyorsunuz.

‘Aman kimse duymasın, kamuoyunda Edirne böyle anılmasın’ yöntemi doğru değil.

Esnaf ‘rutin’ dışına çıkan uygulamalardan o kadar dertli ki,

Sesi çıkmıyor.

Kısık sesle mırıldanıyor.

Maalesef uygulamalar o kadar ‘kişisel’ hale getiriliyor ki,

Esnafa adeta terör baskınına gider gibi kapısına dayanıp,

Ticari hayatını ‘bitirmek’ görüntüsü veriliyor.

Hukuki sınırları aşarak, adeta düşmanca tavır içine girmek kabul edilebilir değil.

Son dönemde işyeri sahipleri ve esnafın yakınmalarında duyduklarım ‘insaf’ sınırlarının çok ötesinde.

Tabi ki, kamu kurumlarının düzenlediği kermesler için esnaftan yardım istenebilir.

Bundan doğal ne olabilir.

Fakat ‘ince çizgi’yi iyi ayarlamak gerekir.

★★★

Hem Ağsakal olayında,

Hem Karakurt gelişmesinde,

Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olmasına rağmen kafayı çevirdiler.

Şimdi de,

Ufukta yeni tehlike ‘çağlaya çağlaya’ geliyor.

Kamuoyundaki homurdanmalara,

İster kulak verirsin,

İster tıkarsın.

Tercih yönetenlerin tabi,

Dedikleri gibi,

“Her koyun kendi bacağından.”