DOLAR 36,2980 0.06%
EURO 37,8261 -0.29%
ALTIN 3.412,77-0,24
BIST 9.763,67-1,55%
BITCOIN 0%
Edirne

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

İŞİN İÇİNDE NE İŞ VAR!

İŞİN İÇİNDE NE İŞ VAR!

ABONE OL
16 Ocak 2025 12:00
İŞİN İÇİNDE NE İŞ VAR!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Siyasi olayları hepiniz gibi bende seyrediyorum.

Çünkü seyretmekten başka yaptığım tek eylem duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak oluyor.

Şimdilik elimden bu kadarı geliyor.

Geçtiğimiz hafta MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bebek katili Abdullah Öcalan’ı Gazi Meclise konuşmak için neden çağırdığına akıl erdirmeye çalışıyorduk. Ama nafile. Kendini anlamak o kadar zor ki!

Türkiye’yi yöneten siyasi güç ne yapmak istiyor?

ABD, İngiltere, İsrail gibi ülkeler yakın gelecekte perde arkasında kalarak yeni Suriye Anayasası’nı hazırlatacak ve SDG de yeni Suriye’de etkili bir yer edinecek.

Bunu anlamak için kain olmak gerekmiyor.

Büyük ihtimalle federatif bir Suriye ortaya çıkacak ve Kuzey Irak’ta olduğu gibi Kuzey Suriye’de de Federatif bir Kürt devleti kurulacak.

Serbest kalınması için mücadele verilen Öcalan, Suriye’nin geleceği inşa edilirken Suriye’deki Kürtlerin zarar görmesini, SDG’nin ABD desteğiyle elde ettiği büyük avantajlardan vazgeçmesini istemez. ABD ve İngiltere’nin de istediği gibi SDG’nin yeni Suriye’de HTŞ ve diğer yapılarla uzlaşmalarını isteyebilir. Peki bizim bundan ne kazancımız olacak?

Hepiniz merak ediyorsunuz değil mi?

Böyle bir hamle yapılırsa eğer teorik olarak Suriye’nin kuzeyinde PKK kontrolünde bir federatif devletin önünü açabilir ama aynı zamanda Türkiye’nin Suriye’de elini hiç tahmin edemeyeceğimiz kadar çok güçlendirebilir diye düşünüyorum. Tabi büyük abi ABD izin verirse. Çünkü biz 100 yıldır Avrupa’nın jandarmalığını yapıyoruz. ABD Yunanistan ve Bulgaristan’da geçtiğimiz üç yıl içinde yeni savunma alanı yaratarak asker ve mühimmat yığdı, üstler kurdu. Bana göre jandarmalık görevi Yunan ve Bulgar halkına bırakıldı.

Peki bize ne görev verildi?

Bu güzel soruyu ben ancak şöyle yanıt verebilirim. Artık Türkler, Ortadoğu’nun jandarması olsun. Nasıl olsa 500 yıl onları kavgasız gürültüsüz yönetti. Yine yönetsin diyerek kağıt üzerinde güçlü bir ülke olarak gözükebiliriz. İşte akıllı siyaset burada devreye girmeli. Atatürk gibi Cumhuriyeti kurduktan sonra yapmış olduğu devrimler Avrupalıları ve ABD’nin Planlarını değiştirmemiş miydi?

Hükümeti ve Devleti yöneten siyasi güç Sayın Erdoğan ve Bahçeli’nin bu süreci çok iyi değerlendirip değerlendiremeyeceğini bekleyip göreceğiz.

İkinci bir tahmin ise Öcalan falan bahane. Şimdi DEM Partililer yapılan görüşmeler sonunda “Biz açılım sürecine devam edeceğiz. Bugüne kadar vermediğiniz haklarımızı vereceksiniz. Öcalan serbest kalacak” derlerse mevcut hükümet anladığımız kadar buna sorgusuz sualsiz EVET diyecektir. Peki, DEM Parti bize istediklerimizi verdiniz ama biz Anayasa değişikliğinde size evet demeyeceğiz, Erdoğan’ın tekrar Cumhurbaşkanı istemiyoruz derlerse o zaman çok büyük ihtimal çözüm süreci sona erer, anlaşmalar bozulur. Çünkü bu kadar alavera, dalavere boşuna mı yapılıyor.

ANKARA’DAKİ KIYAMET SENORYALARI

Kulislerde CHP’nin Türkiye’yi Parlamenter rejime geri döndüreceğini, bu süreç gerçekleşene kadar iktidar ortağı olacağını iddia eden kritik simalar bugünlerde oldukça fazla. Hatta bu konuda detay bile veriliyor. Deniyor ki…

Her iki parti de anlaşırsa, parlamenter rejime geçiş süreci protokole bağlanarak canlı yayında kamuoyuna açıklanacak! Bu senaryoların hayata geçmesi en azından şimdilik kolay görünmüyor. Bu senaryoları anlatanlara “Peki, MHP faktörü ne olacak?” diye sorulunca…

“Süreç olgunlaştıktan sonra gerisi çözülür” gibi ucu açık yanıtlar veriliyor.

Bir başka kıyamet senaryosu ise, liderlerin sağlığı ile ilgili…

Allah ömür versin ama bu senaryo oldukça ürkütücü olduğu kadar, güneşin çarığı, çarığın ayağı sıkması gibi domino etkisi yapacak ağır sonuçlar ortaya çıkarabilir.

Siyaset felsefesine dair eser yazan ilk İslâm filozofu Fârâbî der ki “Doğru bilinirse yanlış da bilinir ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz!”Bu senoryalar saymakla bitmez. Ankara’da Gelecek, Saadet ve DEVA partileri, Meclis’te “Yeni Yol” çatısı altında ortak grup kurma çalışmasını tamamladı. Partinin Genel Başkanlığı’na DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan, eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Celal Mümtaz Akıncı seçildi.

İYİ Parti’nin ne duruş göstereceği ise merakını koruyor. Bir taraftan Akşener’e yakın isimler Anayasa değişikliğinde EVET oyu kullanmak için partisinden istifa ediyor. Milletvekili Mehmet Akalın’da Akşener’e yakın bir isim. Kendisini bizzat milletvekili yaptı. İstifa eder mi etmez mi? Bunu zaman gösterecek. Daha önce verdiği beyanatlara göre ben sadece partimden istifa etmem milletvekilliğinden istifa ederim demişti.

Siyaset, bazen gerçek üstü ilerlese de finali hep gerçek yapar.

Siyaset Kamuoyunu, diğer tanımla toplumsal algıyı yönetmek ister ama John Milton’un “Toplumun düşüncesi jilet gibidir… Güçsüz ondan korkar, bilgisiz onunla elini keser, akıllı ise kullanmasını bilir.” dediği gibi çetrefilli bir mevzudur bu.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
300x250r