Her seçim yaklaştıkça;

Siyasi partiler ve adaylar arasında,

Polemikler olur.

Tartışmalar çıkar.

Hatta süreç bazen çok sertleşir, şirazesinden kayar,

Bel altına kadar iner…

Gazeteci topluma ayna tutar;

Bu satırların yazarı,

Siyasi savaşların tarafı ya da öznesi değildir.

★★★

Edirne siyasi geçmişine 20 yıl süreyle imza atan isim Hamdi Sedefçi,

Hatırlayın, 18 Nisan 1999 tarihinde yeni belediye başkanını seçmek için sandık başına gidildi.

Sedefçi kendinden öyle emin ki,

Fakat seçmen ‘dinlen’ diyerek rahmetli Cengiz Varnatopu’nu koltuğa oturtunca ‘hüsran’ yaşadı.

Siyaseten mücadelecidir Hamdi Başkan,

Edirneliler tarafından 5 yıl dinlendirildikten sonra 28 Mart 2004 seçimlerinde yeniden başkan oldu.

Koltuğa oturduğu gün rakibi Varnatopu’nun düğün salonunu mühürletti,

Yakışmadı.

Sonra bir sohbet sırasında sordum Sedefçi’ye,

-Niye dedim ilk icraat olarak Cengiz Abi’nin iş yerini mühürlettin?

-Geldim masama oturdum, makam masasının çekmecesini açtım, ‘Beyaz Ahtapot’ soruşturmasında tutuklanmama neden olan evrakları imzalamış

Ne yapacaktı ki rahmetli, devletin bir kurumu bilgi belge istemiş yollamış,

Gerçekten o masanın çekmecesinde öyle bir evrak var mıydı, yoksa 5 yıl önce seçimi kaybetmesinin sorumlusu olarak gördüğü rahmetli Varnatopu’ndan aklınca intikam mı aldı.

Bilmiyorum…

★★★

Aradan 19 yıl geçmiş şimdi bu anıyı neden anlattım.

İYİ Parti’nin kuruluş günlerinde Mete Türkay, oluşturduğu yönetim kurulu listesine hasbelkader Ekrem Demir’i yazdı.

Türkay sonrasında istifa edince önce atanarak, sonra kongrede seçilerek göreve geldi.

Hakkını teslim etmek lazım,

Partinin tüm teşkilatlarının boyasından badanasına emeği var.

Bu nedenledir ki, Edirne’de parti ‘kendine ait gibi’ davranıyor.

Bir başkasının o koltukta oturmasına dayanamıyor, hazmedemiyor.

Belki bu yaptığının farkında bile değil,

Kimse de söylemiyor anlaşılan,

Tavırlar, uygulamalar, sürekli sakız gibi çiğnediği ‘eski veya önceki dönem başkan’ sıfatı,

Kendisinden sonra başkanlar gelse de,

O hep önceki başkan,

Eskiye rağbet olsa, bitpazarına nur yağırdı.

Hani 2019 seçimleri öncesi, ‘Ya ben Edirne’yi alırım, ya Edirne beni alır.’ diye efelenen ve sonra sözünü yalayıp yutan Demir’den söz ediyorum.

Malum siyaset tarihi ‘sözünün eri’ politikacıları yazar.

Yeri ve zamanı geldiğinde kararlılık gösterip ‘o kararı’ vereceksin,

Eğer o duruşu gösteremiyorsan, istediğin kadar çabala ‘siyasi mevta’ olursun,

Edirne seni basar, kasar,

Avunmak için soluğu baba toprakların Rize de alır, yaylalarına çıkar nefes açarsın,

★★★

Malum Ekrem Demir başkanlığı döneminde teşkilat binasında ilçe yöneticileriyle yumruklu kavga yaşandı.

Genel Başkan Akşener, gözünün yaşına bakmadı ve Demir ve ekibini kulağından tuttuğu gibi kapının önüne koydu.

Parti genel merkezi aylar sonra, yönetimde yer alan Serpil Tütüncü’yü il başkanı olarak görevlendirdi.

Tütüncü, görevden alınanlarında olduğu karma bir ekipte yol yürümek istedi.

Uzlaşma aradı.

Bir süre sonra baktı gördü ki, işler tıkanıyor.

Yutkundu, sustu, başını çevirip görmezden geldi.

Sabretti.

İYİ Parti kongre süreci başladı.

Delege seçimleri, ilçe kongreleri yapıldı.

Demir’in desteklediği adaylar seçimleri kaybetti.

İl kongresinde son bir nefesle, Alpay Alpagut Engin’i il başkanı seçtirme girişimi sonuçsuz kaldı ve Tütüncü ‘fark’ atarak ve rakibinin üç katı oy alarak bu kez seçilerek koltuğa oturdu.

Ne yazık ki, acemi politikacı Serpil Tütüncü siyasetin heyecanına fazla kapılıp milletvekilliği adaylığı için görevinden istifa etti.

Tarihi siyasi hatasını yaptı.

İYİ Parti Genel Merkezi bu karar üzerine, tüzük hükümlerini uygulamak yerine, daha birkaç ay önce sandığa gömülen Alpay Alpagut Engin’i il başkanı olarak atadı.

Siyasi konjonktür öyle geldi ki,

CHP Edirne listelerinin parti tabanında yarattığı kriz nedeniyle İYİ Parti rahat bir vekillik kazandı.

Yoksa öyle teşkilat başarısı falan değil,

★★★

İYİ Parti’de işlerin ‘karışık’ olduğu günler ve sonrasında gelen istifalar konusunda, hadi kırmayalım kendi ifadesiyle çok sevdiği sıfatını yazayım önceki Başkan Ekrem Demir, Başkan Recep Gürkan’ı suçladı.

Siyasetçiler birbirlerine böyle peşrev çekerler.

O suçlamalar ne kadar gerçekçi bilemem,

Belki de kendi ekibini motive etmek için yaptı.

Sonradan öğreniyorum ki,

Yazımın başında Hamdi Sedefçi’nin seçim sonrası çekmecesinde gördüğü ‘yazı’ gibi göreve atanan Serpil Tütüncü ve ekibi parti bilgisayarında daha vahimini buluyor.

Hatta atama sonrasında göreve geldikten sonra ‘önceki’ler tarafından nasıl ‘sabote’ edildiğini ortaya koyan yazışmalar.

Hem de, yönetim içinden,

Hem de, bir kadın il başkanına ‘kumpas’ın belgesi tesadüfen bulunuyor.

Kumpasın ötesinde insanın okurken ‘yüzü kızaran’ cümleler, daha neler neler…

İYİ Parti’nin kadın Genel Başkanı Meral Akşener’in; önce atadığı, sonra delegelerin iradesi ve bileğinin hakkıyla koltuğa oturan hemcinsi temsilcisine yönelik ‘önceki’ ekibin eylemlerine ait belgeleri sonuna kadar okumaya ‘yüreği’ dayanır mı bilemem,

Yoksa sinir katsayısı tavan yapıp disiplin işlemi mi başlatır göreceğiz.

Anlatayım.

Ama bir sonraki yazıda…