0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Edirne İl Özel İdaresi kaynaklarının,

Çevre Vakfı olanaklarının,

Hoyratça kullanılmasına yönelik kamuoyunda tepkilerin yükseldiği günlerde Hüseyin Kürşat Kırbıyık Edirne Valisi oldu.

Her mülkiyelinin farklı idare tarzı olması normal,

Unutmamak gerekir ki, tüm mesleklerde olduğu gibi mülkiyeliler arasında ‘adı yazılmamış’ bir dayanışma vardır.

Rağmen, ‘arı kovanına’ çomak sokmaktan çekinmedi.

Kanımca özel idare ve vakıf eleştirileri konusunda ‘gidebileceği noktaya’ kadar gitti.

Reformlar yaptı.

Denetim altına aldı.

Hatta kamuoyuna yansıyan bilgilere ilişkin söz açıldığında nasıl ‘yutkunduğunu’ bilirim.

Özel İdarenin görev alanına girmeyen, büyük borç yükü getiren yatırımların bitirilmesine ‘çaresiz’ devam dedi.

★★★

Edirne Valiliği öyle sadece kentle sınırlı değildir.

Balkan ülkelerinde yaşayan Türklerin de hamisidir.

1 yıl 1 aylık görev süresince Evlad-ı Fatihan’a yeterince elini uzatma fırsatı olmadı.

Balkanların havasını ciğerlerine çekmedi.

Soydaşlarla kucaklaşamadı.

Hasar tespit ve tamirat dönemi derken,

Şubat ayında büyük deprem felaketinde kolları sıvadı.

Son 6 aydan beri resmen Edirne, fiilen Hatay Valiliği görevini birlikte yürüttü.

Haftanın iki gününü deprem bölgesinde geçirdi.

★★★

Edirne’de göreve başlarken ‘samimiyet’ vurgusu yapmıştı.

Biz bu duygusundan hiç şüphe duymadık.

Nitekim Edirne’ye veda ederken; kendisinin, eşinin ve çocuklarının ‘kendimizi evimizde gibi hissettik’ cümlesi öyle içtendi ki,

Ses tonu ile vücut dilinden gönülden ‘doyamadan gidiyorum’ demek istediği belliydi.

Doğrusu Edirneliler de öyle,

Aslında kendini tutamadı, ‘Tabii hikâye aslında biraz da yarım kaldı’ cümlesi içindeki fırtınanın dışa vurmasıydı.

★★★

Sınır şehri Edirne her zaman göç kenti,

Onca savaş ardından,

Balkanlarda yaşanan zulüm sonrası,

Günümüzdeki Avrupa ülkelerine ulaşmak için gelenlerin kullandığı,

Vali Kırbıyık veda mesajında, “Şehri sorunlarını tanımıştık, önceliklerimizi, kurumsal kapasitemizi belirlemiştik. Projelerimizi belli bir noktaya getirmiştik” cümleleri yarım yakan şarkının sözleri,

Kamu görevlilerine yönelik ‘göçmen kuş’ benzetmesi yaptı.

Bilirsiniz, göçmen kuşlarının geldikleri ve döndükleri süreler bellidir.

Kendi deyimiyle yeni görevlendirmesini, ‘vakitsiz göç’ diye tanımlarken Edirne’de yarım kalan hislerinin açığa çıkmasıydı.

★★★

Minik Serçe Sezen Aksu çok bilinen şarkısında;

“Cigaramı sardım karşı sahile,

Yaktım ucunda acıları,

Ağları attım anılar doldu.

Ağlar hasretimin kıyıları,

Yareme tuz diye yakamoz bastım,

Tek şahidim aydı, aman aman

Bir elimde defne, bir elimde sevdan

Kalbim Ege’de kaldı”

Edirnelilere son kez seslenirken, ‘Edirne için kalbimizin bir tarafı burada kalıyor’ hüznünün doruğa çıktığı yer,

‘Nasip buraya kadarmış’ diye noktaladı.

Anlıyoruz ki, meslek hayatının en verimli dönemindeki Konyalı 45 yaşındaki Hüseyin Kürşat Kırbıyık,

Osmanlı döneminde Konya Karamanlı Beyliği mensuplarının Balkanlar ve Trakya topraklarına yerleştirilenlerin yaşadığı bölge insanı ile derin bir bağ kurmuş,

★★★

Sağlık Bakan Yardımcısı olarak atanan Hüseyin Kürşat Kırbıyık bundan sonra ülkenin sağlık sorunlarına odaklanacak.

Enerjisini oraya harcayacak.

Sanıyor musunuz ki, bu atama birdenbire oldu.

Hiçbir şey tesadüf değildir!

Hatırlayın,

Seçim döneminde iktidar ile muhalefet arasında en çok tartışılan konulardan biri Defne Devlet Hastanesi inşaatıydı.

Yazıldı, çizildi, seçim meydanlarının, televizyon ekranlarının polemik konusu oldu.

Sonuçta 60 günde modern bir sağlık kurumu inşa edildi, tıbbı cihazlarla donatıldı.

Siz biliyor musunuz bu başarının arkasındaki kahramanı,

Projeyi yürüten bürokratı,

Edirne Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık,

Bu nedenle,

Sağlık Bakan Yardımcılığı ataması tesadüf değildir.

Muhalefetin iktidara yüklendiği konulardan biri ‘liyakat’ değil miydi?

Buyurun size liyakat örneği…