0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Osmanlı Devleti’nin 3. Padişahı,

Edirne’yi 1361 yılında fethetti.

Kosova Ovası’nda savaş sonrası Sırp Miloş tarafından, hançerlenerek şehit edildi,

Türbesi Priştine’nin Mazgit Köyü’nde.

Yiğit Türk evladı,

Edirne tarihinin önemli bir ismi,

Sultan 1. Murad,

Türk yurdu yaptığı Edirne’ye inşa edilen, modern hastaneye adı verildi.

Ama en önemlisi,

Polonyalılar tarafından 1893 tarihinde azınlık okulu olarak inşa edilen,

Balkan Savaşı sırasında hastane,

Harp sonrası 1913’ten sonra yeniden Pulak Okulu,

Vali Hacı Adil Bey tarafından 1915’te Kız Öğretmen Okulu,

Sahiplerine 1918’de iade edildikten sonra azınlık Papaz Okulu,

Cumhuriyet döneminde, dönemin Tekel Bakanlığı tarafından 1927 yılında satın alınarak tütün deposu,

1958 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın mülkiyetine geçince, 1973 yılına kadar Edirne’nin ilk Erkek Öğretmen Okulu,

Dönemin ihtiyacına göre, 1973’ten sonra 1984 yılına kadar Ortaokul ve sonrasında Lise,

Kaleiçi tarihi güzelliklerinin simgesi,

Günümüzde, önünden her geçişte yürekleri sızlatan,

Sivil mimarlık örneklerinin en kıymetlilerinden birisi olan o binada da,

1. Murad’ın adı yaşatılıyor.

★★★

Okullar 17 Haziran tarihinde kapandı,

Öğrenciler karnelerini aldı,

Öğretmenler tatilde.

Ne yapılacak?

Eğitim kurumlarının önceden tespit edilen eksikleri tamamlanacak.

Tabi bunlar normal şartlarda.

Oturduğu koltuğun hakkını veren,

İşine kafa yoran,

Şartları zorlayan, takip eden, sorunların çözümü için ısrarcı olan,

Yöneticiler için geçerli.

İşinden çok sosyal medyaya odaklanan,

İlin yöneticileri tarafından kolundan tutulup makam kapısının önüne konulan,

Bağlı olduğu bakanın Edirne ziyaretinde sağlıklı verileri masaya koyamayan,

Sonra bir kare fotoğraf için fırsat kollayan,

Görev alanındaki sorunlarla dertlenmeyen,

Elinde mala, okulun kırık dökük duvarını onardığı için kamuoyunun takdirini kazanan yöneticiye bir bahane bulup soruşturma açan,

İdareciler için değil!

★★★

Önünden her geçişte görenleri kahreden 1. Murat Lisesi, senelerdir dökülüyor.

Dış sıvası neredeyse kalmamış,

Öğrencilerin başına düşüyor,

Tuvaletler girilecek gibi değil,

Isınma sistemi “Petekleri değiştirin.” diye haykırıyor,

Dersliklerde eğitim şartları zor.

Okul yönetimi yıllardır yazıyor, çiziyor,

Feryadı duyan, eden yok,

Kulaklar sağır, gözlere sanki mil çekilmiş,

“Nedir buranın hali?” diye merak edip gelen giden olmuyor!

Aslında,

Orasını biliyorlar,

O tarihi binayı eğitim yuvası olarak değil, ‘para’ olarak görüyorlar.

Nasıl mı?

Ankara’nın bilinen bir otel işletmecisini getirip gösterdiler,

“Bak bakalım, ne eder?” diye,

Geldi, gördü, “Olmaz.” dedi.

Alıcı beğense satılmıştı,

Dertten kurtulmuşlardı.

O nedenledir ki,

İl Özel İdaresi’ne ait arsanın imar planını değiştirerek satılmasına rota kırdılar.

★★★

Denebilir ki,

Kaynak yok.

Kim inanır?

Yılda bir günlük motor etkinliğine kaynak buluyorsun,

Boş arazilere oyun grubu için para harcıyorsun,

Festivallere oluk oluk akıtıyorsun,

Ne yapacaksan ‘Fil’ satın alıyorsun,

O tarihi eğitim yuvası için zırnık yok.

Geçin bunları,

Niyet yok!

Nereden belli,

Restorasyon için projesi var mı?

Meçhul.

Bugün başlasan 6 ayda biter.

Bina kültür varlığı,

Sonra Anıtlar Kurulu onayına gönder.

Bu süreç de en az 1 yıl,

Ne etti?

2 sene,

Daha projelendirme aşaması.

Tek dert kaynak olsa,

O irade, bu güne kadar bu süreçleri tamamlar.

Bakıyorlar, biliyorlar, görmüyorlar.

Sonra,

“YKS sınavlarında 53. Sıradayız.” diye oturup ağlıyoruz.

Edirne LGS ve YKS sınavlarında, Türkiye sıralamasının ilk 10’larından,

Dibe vurmuş,

Eğitimde bayır aşağı gidiyor!

Sorumlular da,

Siyasetçiler de,

Seyrediyor.

O zaman,

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemi ile bitirelim:

“Nereden, nereye…”